Halîfe Ömer İbni Abdülaziz hazretlerine bir rahle lâzım olur. Hizmetçisi Müzâhim'e emreder:

- Devlet işini bitirdikten sonraki boş zamanlarımda Kur'an okumak istiyorum. Üzerine Kur'ân-ı Kerîm'! koyup da rahatça okuyabileceğim bir rahle satın al da getir bana. Müzâhim çarşı-pazar dolaşır, ama hazır yapılmış bir rahle bulamaz. Hemen hazînenin ambarın-daki tahtalar aklına gelir. Kısa zamanda kestiği tahtalardan yaptığı bir rahleyi getirip Halîfe'nin önüne koyar:

- Buyur yâ Emîre'l-Mü'minîn, rahle! Halîfe rahlenin fiyatını sorar.

- Rahlenin fiyatı yoktur. Çünkü onu hazîne amba-rındaki tahtalardan yaptım. Halîfe öfkeile emir verir

- Çabuk çarşıya git ve böyle bir rahlenin kaça alınabileceğini öğren.Devlet malından istifade eden halîfe olmaktan Allah'a sığınırım! Müzâhim çarşıya çıkar, böyle bir rahlenin bir dînara satın alınabileceğini öğrenir Halîfe'nin cevabı aynen şöyle olur:

- Öyle ise al sana iki dînar! Bizi şâibeli hallerden uzak tut.

Evet, bugün geçmişi ile, geleceği ile şâibeden uzak idarecilere; yüksek makam, mevki sahiplerine olan ihtiyac daha da büyüktür Böylece yıkılan itimatlar ye niden canlansın, hürmet ve saygımız tekrar ihyâ olsun.

Yoksa hep tarih okuyacak, geçmişimizdekilerle teselli bulmaya devam etmek zorunda kalacağız.